Ensarullah Liderinden Yeni Açıklamalar

Yemen’in Ensarullah Hareketi Lideri Seyyid Abdülmelik Bedreddin el-Husi haftalık konuşmasında bölgesel gelişmelere, özellikle de İsrail rejiminin Gazze Şeridi’ne yönelik işgaline ve halkı açlığa mahkûm etme politikasının devam etmesine değindi.
Husi, gazze’ye yönelik savaşın devam etmesine atıfta bulunarak, “israil rejiminin saldırısının başlangıcından bu yana neredeyse iki tam yıl geçti ve bu rejim, gazze şeridi’ndeki filistin halkına yönelik toplu katliam ve vahşi saldırılarına devam ediyor. siyonist düşman, özellikle gazze şehrine yönelik saldırılarını yoğunlaştırdı ve aynı zamanda bölge sakinlerine karşı açlık, kuşatma ve susuzluk politikası izliyor; bu da halkın çektiği acıları artırıyor” dedi.
Husi, “israil rejimi, ibrani yılının başlamasıyla birlikte mescid-i aksa’ya yönelik baskınlarını artırdı ve kudüs sakinlerine daha fazla kısıtlama getirdi” diye ekledi.
Husi, işgalcilerin Batı Şeria’da da Filistin topraklarını ilhak etme ve saldırılarını genişletme sürecini sürdürdüğünü vurguladı.
Bu eylemlere karşı direnişi ve Filistin direnişine desteği bir kez daha teyit etti.
Husi “Siyonist rejimin saldırıları ve suçları özellikle Halil şehrine odaklanmış durumda; Filistin’in ikinci kutsal şehri olan bu şehri tamamen kontrol altına almak istiyor. İşgal rejimi, sahada zaten kontrol sağlanmış olmasına rağmen, Batı Şeria’ya tamamen hâkim olmak için kademeli olarak ilerliyor” ifadelerini kullandı.
Siyonistlerin suçlarını küresel düzeyde açık ve kınanmış olarak nitelendiren Husi, saldırıların devam etmesinin nedenini ABD’nin doğrudan desteğine bağladı. Ona göre, ABD, BM Güvenlik Konseyi’nde veto hakkını kullanarak ve ayrıca Kongre’nin 250 üyesinden oluşan benzeri görülmemiş bir heyeti işgal altındaki topraklara göndererek İsrail rejimine olan açık desteğini gösterdi.
Ensarullah Lideri ayrıca, Filistin direnişinin Gazze Şeridi’ndeki kapsamlı operasyonlarını övdü ve “Mücahitler çok sınırlı imkanlarla, düşman güçlerine ve ekipmanlarına karşı keskin nişancı, pusu, patlayıcı düzeneği ve mayınlar dahil olmak üzere çeşitli operasyonlar gerçekleştiriyor” dedi.
Husi İzzeddin Kassam Tugayları’nın Şeyh Rıdvan mahallesindeki cesur operasyonunun yanı sıra Kassam Tugayları ve Kudüs Tugayları’nın düşmanın Gazze’nin güneyi ve batısındaki mevzilerine yönelik ortak füze saldırılarına da değindi.
Husi bu operasyonları Filistinli savaşçıların kararlılığının ve sarsılmaz inancının bir göstergesi olarak nitelendirdi ve Gazze’deki direnişin tüm İslam ümmeti için bir model haline geldiğini vurguladı.
Arap ülkelerine hitaben, “ABD en gelişmiş silahları durmaksızın düşmana ulaştırırken, bazı Arap rejimleri Filistin halkını desteklemek yerine direnişin silahsızlandırılmasını talep ediyor” dedi.
Yemen’deki Ensarullah Hareketi Lideri, İsrail rejiminin iç durumuna ve Lübnan’a yönelik saldırılarına değinerek, Lübnan hükümeti ve Tel Aviv’in Batılı destekçilerine yönelik sert açıklamalarda bulundu.
İsrail Ordusunda İç Kriz
Husi “Siyonistler arasında tersine göç dalgası devam ediyor ve aralarında umutsuzluk ve hayal kırıklığı yayılıyor. Birçok İsrail ordusu subayı erken emeklilik istiyor ve ordu en az 12.000 asker açığıyla karşı karşıya” dedi.
Askerlerin görevden kaçma olgusunu, Gazze halkının ve direnişinin kararlılığının ve fedakarlığının doğrudan bir sonucu olarak tanımladı.
Lübnan’daki Saldırılar
Ensarullah Lideri, Siyonist rejimin Lübnan’da hava saldırılarını, sivil hedefleri vurmayı ve Bint Cbeil’deki gibi suçlar işlemeyi sürdürdüğünü vurguladı.
Sınır bölgelerindeki ormanların yakılmasına ve işgal altındaki Filistin ile sınır köylerindeki evlerin yıkılmasına değinerek, bu eylemleri Lübnan hükümeti ile yapılan anlaşmaların açık bir ihlali olarak nitelendirdi.
Lübnan Hükümetine Eleştiri
Husi, konuşmasının bir başka bölümünde Lübnan hükümetinin tutumlarını zayıf, aşağılık ve ABD ile İsrail’in emirlerine boyun eğmiş olarak tanımlayarak, bu politikaların “Lübnan’a hiçbir faydası olmadığını” söyledi.
Ona göre, Lübnan hükümetinin Hizbullah’a karşı yönelimi, ne Lübnan’ı koruyan ne de egemenliğini savunan “aptalca” bir harekettir.
Husi , “Lübnan hükümetinin uluslararası topluma yönelik herhangi bir güveni, kaybeden bir kumardır, çünkü bu toplum Filistin, Gazze veya Suriye için hiçbir şey yapmadı ve Lübnan için de yapmayacak” diye ekledi.
Şehit Seyyid Hasan Nasrullah’ı Anma
Husi Lübnan direnişi ve Hizbullah’ın, hareketin eski Genel Sekreteri Şehit Seyyid Hasan Nasrullah’ın şehadet yıldönümü için kapsamlı hazırlıklar yaptığını duyurdu. Eski Hizbullah Genel Sekreteri’ni “İslam’ın şehidi ve insanlığın şehidi” olarak nitelendirdi ve onun ile Hizbullah’ın bölgeyi Amerikan-Siyonist projesine karşı desteklemedeki rolünün merkezi olduğunu söyledi.
Huti, Hizbullah’ın 2006 savaşında ABD ve İsrail’e karşı büyük bir set oluşturduğunu ve bugün de bazı Arap rejimleri düşmanla komplo kurmaya devam ederken, ümmetin sağlam kalesi olarak kaldığını hatırlattı.
Huti, Seyyid Hasan Nasrullah’ın “düşmanların ve komplocuların ortak hedefi” olduğunu ve Siyonist düşmanın bölgesel ortaklarıyla işbirliği içinde, planlarını uygulamak için çabalamaya devam ettiğini söyledi.
Lübnan ve Suriye Düşmanın Hesaplarında
Husi bazı Lübnanlı yetkilileri “Siyonist düşmanın açık ve resmi ajanları olarak hareket etmekle” suçladı.
Suriye’ye hakim olan grupların barışa bağlılık iddialarına rağmen, Siyonist rejimin Suriye’nin egemenliğini ihlal etmeye devam ettiğini söyledi.
Husi, bu grupların İsrail’i düşman olarak görmediğini, aksine Tel Aviv ile güvenlik anlaşması ve koordinasyonu aradıklarını ve “Amerikan sistemi” çerçevesinde yer almaya çalıştıklarını iddia etti.
ABD’nin Tutumu ve Araplara Mesaj
Husi ABD’nin Suriye ve Lübnan Özel Temsilcisi Thomas Barak’ın son açıklamalarına atıfta bulunarak, bu tutumların Washington’ın tüm bölgeye yönelik gerçek politikasını yansıttığını söyledi.
Husi, “Bu Amerikalı yetkili, İsrail’in stratejik bir müttefik olduğunu ve Amerika’nın kalbinde özel bir yere sahip olduğunu açıkça belirtti ve İsrail ile barışın bir seraptan başka bir şey olmadığını söyledi” dedi.
Husi, “Normalleşme yolundaki Araplar, ABD’nin onları asla İsrail’le eşit görmeyeceği mesajını anlamalıdır” diye vurguladı.
Arap Dünyasının Tepkisine Eleştiri
Husi Arap dünyasındaki mevcut durumu ABD ve İsrail’in küstahlüğü karşısında “aşağılanma, teslimiyet ve kayıtsızlık” olarak nitelendirdi. Ona göre, ABD temsilcisinin İsrail’in Katar’a saldırısını meşrulaştırması ve Mısır ile Suudi Arabistan’ın Filistinli mültecileri kabul etmesi gerektiğine dair açıklamaları bile Arap liderlerden ciddi bir tepki görmedi.
Husi, “egemenlik denklemine” boyun eğmenin, İslam ümmetinin onurunu, özgürlüğünü ve kimliğini kaybetmek anlamına geleceği uyarısında bulundu.
Gazze’ye Küresel Destek
Husi Avrupa, ABD ve diğer birkaç ülkede, insanların 19 ülkede gösteri ve mitingler düzenleyerek Gazze’ye desteklerini ilan ettiğini söyledi.
Ayrıca, İspanya, İtalya ve Tunus limanlarından hareket eden 43 gemiden oluşan Küresel Dayanışma Filosu’nun hareketinin başladığını duyurdu ve Yunanistan’dan 6 geminin daha filoya katılacağını, Mısır’da bir geminin ise Gazze’ye doğru hareket etmek için devlet iznini beklediğini ekledi.
Ona göre, aktivistlerin bu konvoyunun amacı Gazze ablukasını kırmak.
“İki Devletli Çözüm” Planını Eleştiri
Ensarullah Lideri, Siyonistlerin lehine Filistin topraklarının büyük bir bölümünün el konulmasına atıfta bulunarak, “sadece silahsızlandırılmış ve dış ilişkileri İsrail kontrolü altında olacak ‘göstermelik bir Filistin devleti’ oluşturmak için küçük bir kısmın kaldığını” söyledi.
Bazı Batılı ülkelerin Filistin devletini tanımasının, BM’de eski bir mesele olduğunu ve tek başına saldırıları durdurmak için umut yaratamayacağını vurguladı.
ABD ve İsrail Politikaları
Husi, ABD ve İsrail’in tutumlarının tamamen açık olduğunu belirtti. Ona göre, onlar Filistinlilerin zeytin ağaçlarının ve evlerinin bile kalmasına izin vermiyor ve Filistin ulusunu tam bir hedef haline getirdi. Filistin ulusunun direnişinin, Washington ve Tel Aviv’in bölgedeki yayılmacı projelerinin önündeki ana engel olduğunu ve bu direnişin tüm İslam ümmeti ve hatta insanlık için faydası olduğunu söyledi.