Alacak Vadeleri Uzuyor, Şirketler Nakit Akışında Zorluk

Son dönemde alacak vadelerindeki uzama, şirketlerin finansal dayanıklılığını zorlamakta ve nakit akışını olumsuz etkilemektedir.
İş dünyasında alacak vadeleri, son zamanlarda önemli bir sorun haline gelmiştir. Yüksek enflasyon ve dalgalı faiz oranları ile birleşen bu durum, şirketlerin finansal dayanıklılığını zorlamaktadır.
Hızlı tüketim ürünlerinde vade süreleri, 2021’de ortalama 45-60 gün iken, 2025’te 60-95 güne çıkmıştır. Yavaş tüketim ürünlerinde ise bu süre 75-90 günden 110-120 güne uzamıştır. Mobilya ve beyaz eşya sektörlerinde vade süreleri 110-120 güne kadar çıkarken, plastik sektöründe 100 güne ulaşmaktadır.
Bu durum yalnızca Türkiye’ye özgü değildir. Allianz Trade’in 2025 Küresel İflas Raporu’na göre, dünya genelinde alacak vadeleri artış göstermekte ve işletme iflasları 2008 krizinden bu yana en yüksek seviyeye ulaşmıştır. Raporda, 2024’te iflaslarda yüzde 10, 2025’te ise yüzde 6 artış beklenmektedir.
Türkiye’deki KOBİ’ler, büyük perakendecilerin ödeme vadelerini uzatması nedeniyle daha fazla zorluk yaşamaktadır. Uzayan tahsilat süreleri, konkordato ve iflas risklerini artırmaktadır. Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı, ağustosta her üç markadan ikisinin satışlarını artırdığını, ancak kârlılığın ikinci plana itildiğini belirtmektedir.
Sanayi sektöründe de vadelerdeki uzama belirgin bir şekilde hissedilmektedir. Kutes İcra Kurulu Başkanı, son beş yılda ödeme vadelerinin 60-75 günden 90-120 güne çıktığını ifade etmektedir. Bu durum, şirketlerin finansal manevra alanını daraltmaktadır.
Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Başkanı, sektörlerinde vade sürelerinin 60-90 günden 120 günü aşan seviyelere çıktığını belirtmektedir. Bu durum, yatırım kararlarını da etkilemektedir.
İhracatçılar, borçlarındaki vadeleri uzatmak istese de piyasa koşulları nedeniyle maliyet artışı ile karşı karşıya kalmaktadır. İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı, yüksek faiz oranlarının bu durumu etkilediğini vurgulamaktadır.
Sonuç olarak, alacak vadelerindeki uzama, şirketlerin nakit akışını zorlaştırmakta ve finansal sürdürülebilirliklerini tehdit etmektedir.