İngiliz şirketinin buldozerleri Filistinli, Keşmirli ve Hintli Müslümanların evlerini yıkıyor

Yeni bir rapora göre, İngiltere’deki Muhafazakar Parti’nin önde gelen bağışçılarından birinin yönetim kurulu başkanlığını yaptığı bir İngiliz inşaat şirketi, işgal altındaki Batı Şeria’da Filistinlilere ait evlerin ve Hindistan ile işgal altındaki Keşmir’de Müslümanlara ait evlerin yıkımında kullanılan buldozerleri üretiyor.
Bu ayın başlarında Kral Charles’tan kraliyet atama emri alan JC Bamford Excavators Limited (JCB), İngiliz milyarder Anthony Bamford tarafından yönetiliyor.
Muhafazakar Parti bağışçısı olan Bamford’un eski Başbakan Boris Johnson’a oldukça yakın bir isim olduğu bildiriliyor.
İngiliz sivil toplum gruplarından oluşan bir koalisyon tarafından 25 Ocak’ta “JCB: Buldozer Soykırımını Durdurun” adlı bir kampanyanın parçası olarak yayınlanan bir rapor, 2006 yılından itibaren “İsrail ordusunun Filistinlilerin evlerini JCB buldozerlerle yıkarken nasıl görüntülediğini” detaylandırıyor.
Daha önce yapılan birçok çalışmayı temel alan yeni rapor, JCB ekipmanlarının işgal altındaki Batı Şeria’da yasadışı İsrail yerleşimlerinin inşasında da kullanıldığını gözler önüne seriyor.
JCB, Bamford aile tröstleri tarafından yönetilmektedir.
2018 ve 2022 yılları arasında JCB ekipmanları Filistin topraklarında 262 ev de dahil olmak üzere en az 767 yapıyı yıktı.
“Buldozer adaleti”
Raporda ayrıca Hindistan hükümetinin “Hindistan’ın çeşitli eyaletlerinde Müslümanların evlerini, dükkanlarını ve ibadethanelerini yıkmak için sürekli olarak JCB buldozerlerini nasıl kullandığı” ayrıntılarıyla anlatılıyor.
Nisan 2022’de dönemin Başbakanı Boris Johnson Hindistan’a yaptığı bir ziyaret sırasında Gujarat’ta bir JCB buldozeri ile poz vermesi insan hakları grupları arasında öfkeye yol açmıştı.
Johnson bu pozu JCB buldozerleri Delhi’de Müslümanlara ait dükkanları yıktıktan sadece bir gün sonra verdi.
2024 yılında bir Uluslararası Af Örgütü raporu, Narendra Modi hükümetinin, Hintli politikacılar tarafından yaygın olarak “buldozer adaleti” olarak adlandırılan “yargısız infazın bir biçimi olarak insanların evlerini yıkmaya yönelik fiili bir politikası” olduğunu ortaya koymuştur.
Araştırmacılar Hindistan’da son birkaç yılda on binlerce Müslüman’ın evinin, işyerinin ve ibadet yerinin yıkıldığını tahmin ediyor.
2023 yılında İslami eser sayılan yerlerin yıkımında yaşanan artışla birlikte Hindistan’da en az 330 türbe yıkıldı.
Aynı yılın Ocak ayında Yüksek Mahkeme, demiryolu arazisine girdiği iddia edilen Müslümanlara ait yaklaşık 4.000 evin yıkım kararını durdurdu.
JCB makineleri yıkımlarda en yaygın olarak kullanılan makinelerdir ve Hindu milliyetçisi siyasi liderler tarafından sıklıkla “Cihatçı Kontrol Kurulu” buldozerleri olarak adlandırılmaktadır.
Rapor, JCB buldozerlerinin Hindistan işgali altındaki Keşmir’de iktidardaki Bharatiya Janata Partisi’nin (BJP) düşmanı olarak görülen siyasi figürlere ait mülklerin yıkılmasında nasıl kilit bir rol oynadığını da detaylandırıyor.
“Günümüzün soyguncu baronları”
Raporun 25 Ocak Cumartesi günü yapılan lansmanında, evi yıkılan Hintli aktivist Afreen Fatima şunları söyledi: “Yıkımlar yoluyla devlet şiddetini ele alma ve JCB’yi sorumlu tutma ihtiyacı, sadece kurumsal sorumluluğu yansıttığı için değil, aynı zamanda bu tür şiddeti mümkün kılan ve hatta kutlayan derinlemesine yerleşmiş bir baskı ve nefret sistemini ortaya çıkardığı için de acildir.”
Fatima sözlerine şöyle devam etti: “Baştan belirteyim, yıkımlar tarafsız yönetim veya idare eylemleri değildir. Bunlar kasıtlı, cezalandırıcı ve son derece sembolik şiddet eylemleridir. Bunlar terör silahlarıdır. Sadece evleri değil, tüm yaşamları, toplulukları ve tarihleri yok ediyorlar.”
“JCB Yıkımlarını Durdur” kampanyası, JCB’nin İsrail Savunma Bakanlığı ile ilişkisini sona erdirmesini, işgal altındaki Filistin topraklarındaki faaliyetlerini durdurmasını ve “yoğun izleme ve önleme sistemleri aracılığıyla ürünlerinin Hindistan ve Keşmir’deki insan hakları ihlallerinde kullanılmamasını sağlamayı” taahhüt etmesini talep etti.
Kampanya koalisyonunda yer alan Güney Asya Dayanışma Grubu’ndan Mukti Shah şunları söyledi: “Günümüzün soyguncu baronları JCB gibi acımasız ve etik dışı çok uluslu şirketlerdir. JCB, ekipmanlarının İsrail ve Hindistan devletinin etnik temizlik projelerini ilerletmek için kullanılmasına izin verirken himaye ve prestijden yararlanmaya devam edemez.”
Kaynak: Mepa News, Middle East Eye