İNSAN BOZULURSA DÜNYA BOZULUR

Hikâyedir anlatılır. İşinden evine yorgun dönen bir adam, her akşam kendisiyle oynamak isteyen çocuğundan usanır. Bir akşam yine evine geldiğinde kendince bir çare bulur. Evde büyük bir dünya haritası vardır. Haritayı eline alır ve onlarca parçaya böler, sonra çocuğuna uzatır ve “bu dünya haritasını düzeltirsen seninle oynarım” der, çocuğu başından savar. Çocuk da, “tamam baba” der. Çocuk küçük olduğundan dolayı, haritayı düzeltmesi mümkün değildir. Lakin iş babanın umduğu gibi gitmez ve kısa süre sonra çocuk, haritayı düzeltmiş olarak babasının yanına gelir. Baba şaşkın, haritayı nasıl düzelttiğini sorar. Çocuk, “haritanın arkasında bir insan vardı, insanı düzeltince, dünya da düzeldi” der.

Hikâye ibretliktir, ibret alabilene. İnsan düzelmezse dünyanın düzelme ihtimali olmadığı gibi, insan bozulursa, dünya yaşanabilir olmaktan çıkar. Aksakallı pir-i fani dedelerimizin ve nur yüzlü nenelerimizin ifadesiyle yaşadığımız ahir zamanda, insan bozulduğu için şehirlerimiz, kasabalarımız, köylerimiz ve mahallelerimiz yaşanabilir olmaktan çıktı. Zira insan bozuldu, dünya da bozuldu.

Burada esas soru: İnsan neden bozulur?”

İnsanın bozulmasının temel sebeplerinden birisi, hatta en başta geleni, dünyayı ahirete tercih etmesidir. Yani gavurca ifadeyle sekülerleşmesi, Müslümanca ifadeyle dünyevileşmesidir. Burada soruya sorulacak başka bir soru daha vardır. “İnsanları sekülerleşmeye – dünyevileşmeye sürükleyenler kimlerdir?”

İnsan fıtraten temiz olarak yaratılıp dünyaya gelmiştir. İyi olma durumu esastır. Bozulma ise sonrada gerçekleşir. Yani, bir fert – toplum kendisini bozmazsa, Allah o ferdi – toplumu bozmaz. Fertten topluma insanı bozan ise, laik la-dini dünyevi iktidarlardır. Zira dünyevi iktidarların esas amacı, insanın temiz fıtratını bozmayı amaçlamakta, ferdi ve toplumu sekülerleşmeye – dünyevileşmeye sevk etmektir.

Laik la-dini dünyevi iktidarların esas amacı bu dünyalı insanlar yetiştirmektir. Laik iktidarların öbür dünyaya, ahirete imanları yoktur. Bu sebepten öbür dünyalı fertlerin toplumların varlığı, dünyevi iktidarları rahatsız eder.

Öncelikle insanın bozulması için siyasi, iktisadi, hukuki ve içtimai olarak insanlar dünyevileştirilir. Ne siyasi ne iktisadi ne hukuki ne de içtimai alanda ahiretle ilgili hesap kitap, kaygı tasa yoktur. Bu alanlarda insanların bozulması yasal olarak sağlanır. Siyaset laiktir, iktisat kapitalisttir, hukuk moderndir, insan hevasından ve nefsinden oluşturulur. Toplumsal kurgu sekülerleşme üzerine inşa edilmiştir. Cari düzen baştan sona Allah’tan ve Peygamberinden ve tabi ki dinden bağımsızdır. İşleyen kurulu düzen, nefsini ilah edinenler tarafından idare edilir.

İnsanın bozulmasında medya başrolde yer alır. Televizyon programları, sosyal medya, haber programları, program yorumcuları, insanın ahiretle bağını kesmek ve bu dünyalı yapmak için yayınlar, yorumlar yapar. Modern mimari yapı, insanın hem cinsiyle olan bağını sıfıra indirmek hesabıyla projelendirilir. Bunlar dünyevi iktidarın kontrolünde gerçekleşir.

Eğitim adına ailelerin elinden alınan nesiller, laik materyalist eğitimin çarklarından geçerek, nur topu gibi dünyevileşmiş bireyler üretir. Eğitimin yetkilisi, denetleyicisi ve takipçisi bizzat laik la-dini dünyevi iktidardır. Laik eğitimin sonucunda ahirete yabancı, bu dünyaya kazık çakacak insanlar ortaya çıkar.

İnsanın bozulmasında, birinci derecede etkili olan laik la-dini dünyevi iktidardır. Dünyevi iktidara vaziyet eden rical, insanın bozulması için çaba gösterir. İnsan bozulmalı ki, Allah’ı, peygamberi, ahireti unutmalı, bu dünyalı, bu dünyayı idare eden dünyevi iktidarın kulu kölesi olmalı. Allah’a değil, dünyevi iktidara sadakat göstermeli.

Dünyevi iktidarların amacı da budur. Kendilerinin yaptığı yanlışları sorgulamayan, her ne yaparlarsa yapsınlar ses çıkarmayan, çıkaramayan muti toplumlar oluşturmaktır. Bu da insanın bozularak dünyevileşmesi ile sağlanır.

Bakmayın siz şimdi, “aile dağıldı, toplum bozuldu, ahlaksızlık çoğaldı” gibi laf eden devlet ricaline. Onlar değil mi fertten tolumu bu hale getirenler? Ve hala da aynı politikaları devam etmiyor mu? Televizyon programlarında, ahlaksızlığın zirvesi görülmüyor mu? Görülüyor. Bütün bunlar olurken, etkili ve yetkililerin sesi çıkıyor mu? Hayır. Demek ki neymiş? Fertten topluma insanı bozan dünyevi iktidarlarmış.

İşte, insan bozulduğu için, dünya da bozuldu, yaşanabilir olmaktan çıktı. Bunun çaresi ise, Peygamberin Medine’de kurduğu siyasi, iktisadi, hukuki ve içtimai düzene dönüştür. Bunun dışındaki bütün çözüm önerileri beyhudedir ve bunun dışında çözüm önerisi ileri sürenler batılla iştigal etmektedir. Peygamberin siyasi düzeni insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarır, modern laik siyasi düzenler ise insanları aydınlıklardan karanlıklara götürür.

YAKUP DÖĞER 

İSLMAİ HABER “MİRAT” -YOUTUBE- 

YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ 

 

Başa dön tuşu