İsrail’in Gazze’yi işgal planı Mısır’ı nasıl etkileyecek?

Saleh Salem | The New Arab | Tercüme: Mepa News
İsrail güvenlik kabinesinin Gazze’nin kontrolünü tamamen ele geçirme kararı, Filistin topraklarında 22 aydır devam eden yıkıcı savaşta yeni bir tırmanış anlamına geliyor.
Hak grupları ve hukukçular tarafından soykırım olarak tanımlanan bu harekatta şimdiye kadar 60 binden fazla insan hayatını kaybetti. 365 kilometrelik bölgenin yüzde 75’i İsrail’in kontrolü altında ve iki milyon Filistinli arazinin yaklaşık yüzde 12’sine hapsolmuş durumda.
Planla ilgili pek çok şey hala belirsiz olsa da İsrail’in Gazze’yi yeniden inşa etmek ya da Filistinlilere hizmet sağlamak bir yana, bölgenin idari kontrolünü devralması pek olası görünmüyor.
Tel Aviv bunun yerine güvenlik kontrolünü sürdüreceğini ve Filistin Yönetimi’ne de Hamas’a da bağlı olmayan bir sivil otorite kurmak istediğini söylüyor.
Komşu Mısır’da İsrail’in savaşı hem varoluşsal bir tehdit hem de diplomatik bir ikilem oluşturdu. Kahire, Filistinlileri Sina Yarımadası’na sürerek etnik temizlik yapma planlarından korkuyor ancak ABD ve İsrail politikası üzerinde etkili olamıyor.
İsrail güvenlik kabinesinin kararından önce Mısır, ABD Başkanı Donald Trump’ın Filistinlilerin yerlerinden edilmesi ve Gazze’nin bir sahil beldesi olarak yeniden inşa edilmesi önerisine karşı bir öneri olarak savaş sonrası bir plana öncülük etmişti.
Associated Press’in haberine göre Tel Aviv’in açıklamasından bu yana Mısırlı ve Katarlı ara bulucuların, savaşın sona ermesi ve İsrail güçlerinin çekilmesi karşılığında İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasını öngören yeni bir çerçeve üzerinde çalıştıkları bildirildi.
Ancak ABD’nin onayını alan İsrail’in Gazze’yi tamamen ele geçirme planından caydırılması pek mümkün görünmüyor ve Mısır’ın gelecekteki diplomatik rolünü değerlendirirken savaş sonrası stratejisini havada bırakıyor.
Mısır’ın savaş sonrasındaki rolü
Mısır’ın savaş sonrası planlamasında Hamas’ın yenilmesi halinde İsrail’in Filistin topraklarından çekileceği büyük ölçüde hesaba katılmıştı ve Kahire defalarca, özellikle de tam bir İsrail işgali altında Gazze’nin idari kontrolünü devralmayacağını belirtti.
Kahire’nin bugüne kadar İsrail’e yönelik en sert çıkışını geçtiğimiz hafta yapan Cumhurbaşkanı Abdulfettah es Sisi, Tel Aviv’i Filistin davasını “silmeyi” amaçlayan “sistematik bir soykırım” yürütmekle suçladı.
Filistinli siyasi araştırmacı Taysir Elkhatib The New Arab’a verdiği demeçte “İsrail Gazze’deki her şeyi sistematik olarak yok ederek öncelikle savaşın bitiminden sonra Gazze’de yaşamı imkansız hale getirmeyi amaçlıyor” dedi. “Yeniden inşa süreci çok zor olacak ama Filistinliler yerlerinde kalacak çünkü gidecek başka yerleri yok” diye ekledi.
Mısır’ın idari yönetimi devralmayı reddetmesi, hem Arap ülkesinin ulusal güvenlik kaygılarıyla hem de Filistin’in gelecekteki devlet olma iddiasıyla yakından bağlantılı.
Bu reddediş en son Mısır Cumhurbaşkanlığı’nın medya kolu olan Devlet Enformasyon Servisi’nin başkanı Ziya Raşvan tarafından vurgulandı ve Raşvan ülkesinin Gazze’yi yönetmeye talip olmadığını söyledi.
The New Arab’a konuşan analistlere göre Mısır’ın bu tutumu, savaş sonrası Gazze’nin güvenlik ve idari kaosuna karışmaktan duyduğu korkudan da kaynaklanıyor.
Hamas’ın silah bırakmamakta ısrar etmesi nedeniyle Mısır, Gazze’yi yönetecek herhangi bir ülke ya da kurumun bir noktada kaçınılmaz olarak örgütle çatışmasından endişe ediyor.
Mısırlı siyasi analist Ahmed Abdel Maguid New Arab’a yaptığı açıklamada “Hamas bir İsrail sorunudur, Mısır sorunu değil” dedi.
Bu arada İsrail’in çekilmesi durumunda, 1948’den 1967’ye kadar Gazze’yi yöneten Mısır, Filistin topraklarını işgal eden bir güç ya da İsrail’in güvenliğini garanti eden bir polis olarak görülmek istemiyor.
Mısır’ın Gazze’yi yönetmeyi reddetmesinin bir nedeni de Kahire’nin kendisini Filistin’in devlet olmasının bir hamisi olarak görmesinden kaynaklanıyor.
Mısır’ın Filistinli mültecileri kabul etmeyi reddetmesinin arkasında kısmen bu görüş yatıyor. Filistinlilerin sürülmesi önerisi önce İsrail, ardından da “Ortadoğu Rivierası” inşa etmek için Gazze’nin nüfusunun azaltılmasını öneren ABD Başkanı Donald Trump tarafından dile getirildi.
Ancak Kahire, Filistinlilerin kitlesel olarak Sina’ya göç etmesinin İsrail’e karşı silahlı direniş fikrini Gazze’den kendi topraklarına taşıyabileceğinden korktuğu için güvenlik kaygıları bu reddin çok daha büyük bir nedeni.
Sisi uzun zamandır herhangi bir zorunlu göçün 1979 tarihli Mısır-İsrail barış anlaşmasının sonunu getireceğini söylüyor.
Kahire eylemsizlik nedeniyle ateş altında
Savaş boyunca, özellikle de sınırda İsrail güçleriyle yaşanan ölümcül çatışmaların ve İsrail’in Refah ve Philadelphi Koridoru’ndaki saldırgan eylemlerinin ardından, İsrail’in soykırımına karşı harekete geçilmediği algısıyla halkın öfkesi daha da arttı.
Gösteriler bastırıldı ve İsrail’in savaşıyla ilgili protestolar sırasında onlarca kişi gözaltına alındı. Mısır ayrıca Filistin yanlısı aktivistlerin ülkeye girişini yasakladı ve Gazze’ye gitmek üzere Tunus’tan yola çıkan bir konvoyun Mısır’a girişini engelledi.
Gazze’ye küresel bir yürüyüşe katılmak üzere Kahire’de toplanan aktivistler de tutuklandı.
Yakın zamanda aktivistler dünyanın dört bir yanındaki Mısır elçiliklerinde protesto gösterileri düzenleyerek Kahire’den Refah sınır kapısını açmasını ve açlık çeken Filistinlilere yardım ulaştırılmasına izin vermesini talep etti.
Mısır, ülkesinin Gazze’ye yardım ulaştıramamasından, Mısır ile Gazze arasındaki kara bağlantısını fiilen kesen Refah sınır kapısının diğer tarafında İsrail güçlerinin bulunmasını sorumlu tutuyor.
Sonuç olarak, Filistinliler birkaç kilometre ötede açlıktan ölürken binlerce ton insani yardım sınırın Mısır tarafında yok olmaya devam ediyor.
Kahire’nin savaş sonrası stratejisine yönelik zorluklar
Mısır’ın bu yıl Mart ayında açıkladığı savaş sonrası yeniden imar planı öncelikle Gazze’nin nüfus kaybını önlemeyi amaçlıyordu.
Siyasi araştırmacı Taysir Elkhatib, “Mısır temelde bu yeniden inşanın Gazze’nin yönetiminin Filistin Yönetimi’ne devredilmesiyle el ele gitmesini istiyor” dedi.
Mısır, Filistin Yönetimi’nin Gazze’yi devralmasının, Batı Şeria ve Gazze’de başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devleti kurulması yolunda Filistin topraklarında gerekli birliği sağlayacağına inanıyor.
Mısır, savaştan sonra Gazze’nin yönetimi için tarafsız bir panel önermenin yanı sıra, kıyı bölgesindeki güvenlik işlerinin sorumluluğunu üstlenmeleri için Filistin Yönetimi güvenlik personelini eğitmeyi de teklif etti.
Ancak şu anda İsrail’in Gazze’yi tamamen işgal etme planı ve Filistin Yönetimi’nin Gazze’yi yönetmeyeceği yönündeki ısrarı gibi çeşitli zorluklarla karşı karşıya. Hamas’ın teknokratik bir yönetim organına açık olduğunu ifade etmesine rağmen silah bırakmayı reddetmesi de Kahire’nin önerisini tehdit ediyor.
Aynı topyekun işgal planı Filistin devletinin uluslararası alanda desteklenmesini de baltalıyor, özellikle de birçok ülkenin Eylül ayında bir Filistin devletini tanımayı planladığı bir dönemde.
Elkhatib, “İsrail ve ABD, Filistinlilerin devlet kurma hayallerini hep yıktı. Birincisi bunu Filistin topraklarını işgal ederek, ikincisi ise yıllar boyunca Filistinlileri kandırarak yaptı” dedi. “Hamas silah bırakmayı kabul etmeyecektir, bu talep grubun direniş jargonunda ölüm cezasıyla eş anlamlıdır” diye ekledi.