Kendine, Yaradan’a, Varlığa ve Eşyaya yabancılaşmanın panzehiri olarak Salat/Namaz

HAŞİM AY / HAKSÖZ-HABER
Şüphesiz diğer birçok İslami kavram gibi salat/namaz ibadetine ilişkin de gerek geçmişte gerekse de günümüzde çok sayıda kıymetli eser yazıldı/yazılıyor. Salat/namazın hayatımızdaki yeri ve anlamını konu edinen bu eserler birkaç istisna dışında ağırlıklı olarak konunun daha çok “nasıllığına” yoğunlaşıyor. Konunun daha ziyade “ne, neden, niçin” boyutlarına yoğunlaşan, namazdan hareketle kulluğa ilişkin bütünsel bir bilinç ufkuna kapı aralayan eserler arasında ise şüphesiz Hasan Eker’in “Namaz Bilinci” ve Abdullah Yıldız’ın “Bir Tevhid Eylemi: Namaz” kitapları çoğumuzda iz bırakan eserler olarak akla gelecektir.
Ahmet Ay’ın “İbadetin Metafiziği” isimli kitabı da bu türden bir eser. Kısmen yukarıda adı zikredilen kitaplardaki derinliği yansıtmakla birlikte onların bıraktığı bazı boşlukların da üzerine eğiliyor, salat-namaz ibadetine ilişkin çarpıcı açılımlarda bulunuyor.
“İbadetin Metafiziği” alışık olunan manada abdesti namazı, bunların nasıllığını anlatmıyor. Bilakis abdest ve namaz bahsinden yola çıkarak insanın varoluş hikmetinin derinliğine iniyor ve gayet samimi, akıcı ve derinlikli bir anlatımla erkan-ı salat ve abdestin her bir detayındaki hikmete ve bu hikmetin insanın var oluşuyla irtibatını gündemleştiriyor.
Kitabı okuduğunuzda namaz ve abdest ibadetinin ne büyük nimet tabiri caizse ilahi armağan olduğunu fark edecek, evveliyatınızda bunu fark edememişseniz kendinize kızacaksınız. Ve şayet sizi de şu veya bu şekilde saran yabancılaşma ile yüzleşme iradesini kuşanırsanız salat ile hayatınıza yeni bir başlangıç yapabilirsiniz. Sevgili Peygamberimiz Muhammed Mustafa’nın (S) neden namaz için “gözümün nuru” dediğini ve neden onu “mü’minin miracı” olarak tanımladığını daha iyi anlarsınız.
Yazının devamı >>>