Konya STK Platformu Filistin Alimler Birliği Başkanı Nevvaf Tekruri’yi ağırladı

Program Kuranı Kerim tilavetiyle başladı.

Sonra platform adına başkan Adem Ceylan selamlama konuşması yaptı. 

Ceylan,  8 Ekim sabahından beri yaptıklarımızla övünecek değiliz, ne yaparsak yapmış olalım yeterli olduğumuzu ifade edebilecek değiliz.  Aksa Tufanı ile gurur duyuyoruz.  Bu yol uzun, meşakkatli,  bedel isteyen bir yol. Bu tufanın bizi terbiye edeceğine inanıyorum. Uzun bir yolculuk içerisinde bulunuyoruz ve sorumluluklarımız ağır, uykumuzu kaçıracak bir çaba içerisinde olmamız gerekir dedi.

Akabinde kürsüye davet edilen Nevvaf Tekruri şunları söyledi:

Aslında bir buçuk senenin ardından hala sorumluluklardan bahsediyorsak bu çok acı bir durum, aslında sizlerde biliyorsunuz, sorumluluğumuz büyük. Bu mesele ümmetin, hepimizin sorunudur ve omuzlarımızda büyük bir yüktür. Ama şunu belirtmek isterim; siz bu meselede Filistinlilerin, Gazzelilerin ensarı, yardımcısı değilsiniz, siz bu meselenin bizzat ortağısınız. Mesele hepimizin meselesi. Tüm ümmetin omuzlarında bir sorumluluk ama öncelikle Türkiye’nin sorumluluğu çünkü daha dün İngilizlerin mandasına Türkiye’nin elinden alınıp girdi Filistin. Bu yüzden Türkiye’nin sorumluluğu daha büyük, ümmet daha sonra geliyor.

Filistin’in yalnız bırakılması ile ilgili sahip olmamız gereken idrak ve şuur şudur; işgal edilen Filistin değildir, işgal edilen bizim ümmetin izzetidir, onurudur, şerefidir, namusudur. Aslında zihinlerimiz işgal edildi, ümmeti parçaladılar. Ben Türküm dedim, o Arap dedi, diğeri Kürt dedi yani ümmet bilincini ortadan kaldırdılar. Bizim bu birliği sağlamamız gerekiyor. Tekrar tek vücut olmamız gerekiyor. Mekke, Medine ve BeytulMakdis bizim ortak noktamız. Hepimizin eşitlendiği yerler. Bu şuura sahip olmamız gerekiyor ki topraklarımızı işgal eden, kirleten o rejimden ancak bu şekilde kurtulabiliriz. Ben o yüzden bir Filistinli olarak; bir Suudlunun benden daha çok mekkeye sahip çıkmasına izin vermemeliyim, razı olmamalıyım. Yada sizden daha çok Filistini savunmamalıyım. Siz buna izin vermemelisiniz. Ben Filistinliyim sizden daha üstünüm bu davaya ben daha çok emek veriyorum demeyin, bunu reddetmelisiniz çünkü bu hepimizin meselesi. En büyük hata burada bizim bu meseleyi bir Arap meselesi olarak sunmuş olmamız. Tüm ümmetin yüzde on beşine tekabül ediyor Araplar. Dolayısıyla ümmetin yüzde seksen beşini dışarıda bıraktık. Sömürgecilerin de amacı buydu zaten. Bir islam toplumu yerine Arap birliğini kurdurdular, 20-30 yıl sonra ise Arap meselesi Filistin meselesine dönüştü. Yüzde on beşin davası olarak sunulan mesele yüzde beşlik Filistin meselesine dönüştü.

Aslında biz şu anda sykes picot’u yaşıyoruz. Sykes Picot’un belirlediği sınırlar için savaşım veriyor, bunun savunusunu yapıyor bazımız örneğin 67 sınırlarını kabul ediyoruz vb. Çünkü birliğimiz dağıldı.

Aslında Filistin meselesi tüm ümmeti bir araya getiren bir mesele olarak kullanılabilir. Düşünün bizim ortak değerlerimiz var. La ilahe illallah, Muhammeden Resulullah, Kabei Muazzama, Kuranı Kerim, Mescidi Aksa gibi. Bunlar bizi tekrar bir araya getirebilir, ümmet bilincine ulaştırabilir.

Günümüzdeki sorumluluğumuz , şuan şimdinin sorumluluğu nedirden konuşabilmemiz için Aksa Tufanı niçin başladı önce onu sormamız lazım. Aksa Tufanı Gazzelileri kurtarmak için mi yapıldı? Hayır. Öncelikle Aksa Tufanı Aksa’yı kurtarmak için, Aksa’yı özgürleştirmek için yapıldı ki adı Aksa Tufanı oldu, daha önce Seyful Kudüstü, Kudüs Kılıcıydı. Niçin? Aslında o mücahitler bizim ortak noktamız , ortak değerimiz Aksa için, onu özgürleştirmek için yaptılar. Yoksa üç renkli Filistin bayrağı için değil.

Sorumluluklardan bahsetmek için öncelikle bu savaşı tanımlamamız lazım. Bizde sizler gibi savaşta olup bitenleri izlediğimizde büyük acı duyuyoruz. 50.000 dem fazla şehit var. Ama mukaddesatımızı kurtarmak için yapılan bu fedakarlıklar çok sayılmaz. Burda bizim dikkat etmemiz gereken yol nedir, ne yapabiliriz? O konuda hırslı, gayretli olmamız gerekir. Şehitlerin çok oluşu aslında sorun değil, belki milyon şehit vermemiz gerekir. Burda en büyük sıkıntı tüm sorumluluğu Gazzelilere bırakmış olmamızdır. Cezayir’in özgürlüğünde 1 milyondan fazla insan şehit oldu. Vietnam’ın özgürlüğü için 2 milyon kişi öldü. Aslında en büyük zillet Aksa Tufanı’ndan önce her şey güllük gülistanlıktı da Aksa Tufanı’yla mı şehitler olmaya başladı. Hayır. 100 yıldır bize düşen hep öldürülmekti. Ama ilk defa Aksa Tufanı ile evet öldürüldük ama öldürmeye de başladık. Bedeli ağır olacak ama teslim olmayacağız, silah bırakmayacaklar.

Aslında biz müslümanlar olarak savaşı sevmeyiz. Rabbimiz de öyle buyuruyor, hoşunuza gitmediği halde savaş size farz kılındı. Bu konuda ümmet üçe ayrılmış durumda. 

1. Daeş kafalılar. 

2. Teslim olalım diyip, zilleti tercih edenler.

3. Evet biz barış istiyoruz ama bize saldırıldığı zaman biz de mücadele ederiz diyenler.

Kim ki daeş kafalıysa imanını sorgulasın. Kim ki zillet, teslim taraftarı ise imanını sorgulasın.

Sorumluluklardan bahsetmek gerekirse: İki tür sorumluluğumuz var: 

1. Uzun vadeli sorumluluklarımız.

2. Derhal, hemen, şimdi yapmamız gereken sorumlularımız.

A. Niyet

Her şeyden önce temel sorumluluğumuz Cihad niyetinde olmamızdır. Biz Allah’a iyi ki Gazzede değiliz diye hamdetmemeliyiz. Keşke ben de onların yanında olsaydım, keşke bende Aksa’yı savunsaydım niyetinde olmalıyız. Cihad niyetinde. 

Niyetin de üç aşaması var. 

1. İmani hazırlık. Bu da Kuran ve sünnete bağlılıkla olur.

2. Fikri ve akli hazırlık. 

3. Bedeni hazırlık.

B. Dua sorumluluğumuz.

C. Boykot sorumluluğumuz: Sadece israil mallarını değil onlarla iş birliği yapan ülkelerin mallarını da boykot edin, kardeşinizin malı olsa bile, önemli olan haksızlıkta yapmamak. Alakasız şirketlere de boykot yapılıyor.  

D. Sosyal medyayı kullanın: Tek kelime olsa bile yazın. Yürüyüş varsa yapın, faaliyetlere katılın. 

E. Mal ile Cihad Sorumluluğumuz: Tasadduktan bahsetmiyorum, herkes elinden gelenin en iyisini yapmalı ve verdiğimiz şeyi de küçümsememeliyiz. Bunu sadaka olarak görmeyin. Çünkü Gazzeliler insanların en şereflileridirler, onlara sadaka verilmez, onlara malın en iyisi iyisinden verilir ve ben sadaka verdim, zekat verdim, infak ettim gibi değil Cihad ettim malımla Cihad ettim diyeceksiniz.

Mallar, Yardımlar Gazze’ye Ulaşıyor mu?

Evet, kesin ve net bir şekilde söylüyorum. Ulaşıyor. Ama tafsilat istemeyin. Ben de bütün ulaşma yollarını bilmiyorum. Bir kaç tanesini biliyorum. Belki on tane, yirmi tane var. Belki de söylense kesilecek o yollar.

 

ekran-goruntusu-2025-05-03-203549.png

ekran-goruntusu-2025-05-03-203559.png

Başa dön tuşu