Medine’de İslami Kurumsallaşma Sürecinin Başlangıcı

Medine’de İslami kurumsallaşma süreci, Mescid-i Nebevî’nin inşası ile başlamış ve Müslüman toplumu için önemli bir merkez haline gelmiştir.
kurumsallaşma
Medine’de İslâm toplumunun oluşmasında en önemli unsurlardan biri Mescid-i Nebevî’dir. Hz. Peygamber, devesinin çöktüğü alana bir Mescid inşa etmeye karar verdi. Medinelilerin hurma kuruttuğu bu arsayı satın almak istediğinde, sahipleri karşılıksız vermek istediler ancak Hz. Peygamber bunu kabul etmedi ve arsanın değeri olan on dinarı Hz. Ebû Bekir ödedi.
İnşaata, arsanın tesviyesi ile başlandı. Burada bulunan hurma ağaçları kesildi, mezarlar başka yere nakledildi ve tümsekler düzeltildi. Mescid’in yapımında taş ve kerpiç kullanıldı. Mescid’in kıblesi başlangıçta Kudüs’e doğruydu ve üç kapısı bulunmaktaydı. Kıble, Kudüs’ten Kâbe’ye çevrildiğinde güneydeki kapı kapatılarak kuzeyde yeni bir kapı açıldı.
Mescid-i Nebevî, ibadet mahalli olmanın yanı sıra Hz. Peygamber’in sohbet ve vaaz yaptığı, askerî işlerin müzakere edildiği bir mekân olarak da kullanılıyordu. Burada, Müslümanlar topluca ibadet ediyor ve Hz. Peygamber’in vaazlarından faydalanıyorlardı.
Suffe, Mescid-i Nebevî’nin bitişiğinde, barınacak yeri olmayan Müslümanlar için yapılmış bir gölgelikti. Burada kalanlara Suffe Ehli denilirdi ve Hz. Peygamber, bu kişilerin ihtiyaçlarıyla yakından ilgilenirdi.
Hz. Peygamber, Medine’ye hicret ettiğinde, Ensar ile Muhacirler arasında bir kardeşlik sistemi kurarak toplumsal birliği sağlamlaştırdı. Bu sistem, Müslümanların birbirleriyle dayanışmasını ve yardımlaşmasını teşvik etti.
Medine’deki toplumsal yapı, Müslümanlar, müşrik Araplar ve Yahudilerden oluşan bir konfederasyon haline geldi. Hz. Peygamber, bu gruplar arasında barış ve güvenliği sağlamak amacıyla antlaşmalar yaptı ve Medine Anayasası olarak bilinen bir metin oluşturdu. Bu metin, şehirdeki tüm grupların haklarını ve sorumluluklarını belirleyen bir düzenleme niteliğindeydi.